Etkili Proje Yöneticisinin Yedi Alışkanlığı* Yazı Dizisi-V

Bu yazı dizimizi Stephen R. Covey’in Etkili İnsanların Yedi Alışkanlığı kitabından yola çıkarak başarılı proje yöneticilerinin hangi alışkanlıklara sahip olmaları gerektiği üzerine oluşturduğumuzu söylemiştik. İlk yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Karşılıklı Bağımlılık Paradigmaları

Önceki yazılarımızda; Proaktif Ol, Sonunu Düşünerek İşe Başla ve Önemli işlere Öncelik Ver, diyerek etkili olmak isteyen proje yöneticisinin Özel Zafer alanına giren konulardaki alışkanlıklarını belirledik. İyi bir proje yöneticisinin günümüzde agile yaklaşımla proaktif olması, inisiyatif alması ve gerekli gördüğü anlarda proje adımlarına müdahale etmesi arzu edilen bir özelliktir, bunu alışkanlık haline getirmesi, sorunları ötelememesi gerekir. Aynı şekilde proje teslim gününü düşünerek, o gün bu proje ile proje paydaşlarından, çalışma arkadaşlarından, dostlarında, ailesinden neler duymak isteyeceğini bugünden düşünerek hareket etmesi iyi bir yaklaşımdır. Önemli işlere öncelik vermesi ve yetki devri ise hayatını değiştirecek en önemli alışkanlıklardan birisi olacaktır.

Bu sayede proje yöneticisi Yedi Alışkanlık Paradigmasında istenilen sonuçların Üretilmesi (Ü) ve Üretme Yeteneğini (ÜY) dengelemiş (Ü/ÜY) olacak ve kendisine olan güveni artacaktır. Bunlar Özel Zafer alışkanlıklarıdır.

Şimdi artık sıra Genel Zafer alışkanlıklarına gelmiştirler. Bu aşamada bozulmuş ya da kopmuş olan önemli iş ilişkilerini iyileştirme ve yenileme isteği duyacak, bunun gerçek kaynağı bulup açığa çıkaracaktır. Gelişen iyi ilişkiler daha derin, daha sağlam, daha yaratıcı ve daha heyecanlı olacaktır. Kendisine olan bağımlılığından kurtularak bağımsızlığa ve oradan da projedeki ekip arkadaşları ile karşılıklı bağlılığa geçecektir. Bunu da onları daha yakından tanıyarak, işbirliği ile (collaboration) yapacaktır.

Tüm bunların ilk adımı olarak duygusal bir banka hesabı açması gerekir. Peki ama nedir bu hesap? Bir ilişki kurmaya başlamanın yeri içimizdir, “Etki Alanımız”, kendi karakterimizdir.

Duygusal Banka Hesabı: Bir ilişki içindeki güven oranını belirleyen bir benzetmedir. Bu, başka bir insanın yanında kendinizi emniyette hissetmenizdir. Güven hesabı kabarık olduğu zaman, iletişim rahat, çabuk ve etkili olur. Bir projede en önemli unsurlardan birisidir karşılıklı güven.

Çalıştığınız kişileri anlamak: Ortak bir proje üzerinde çalıştığınız ekip arkadaşlarınıza yatırım yapmanız, onların önem verdiği şeyleri önemsemeniz gerekir. Bunun için Zaman Matrisinizde 2. Kutuda bu kişiler için yer açmanızın sonuçları müthiş olacaktır.

Küçük şeylerle ilgilenmek: Proje ekibinizdekilerin doğum günlerini takip edip kutlamak gibi küçük incelikler, duygusal banka hesabınıza büyük yatırımlara dönüşebilir.

Verilen sözleri tutmak: Birisine söz verip de onu yerine getirmemek kadar duygusal banka hesabınızı küçültecek başka bir şey yoktur galiba.

Beklentileri belirginleştirmek: İş hayatında yapılan en büyük hatalardan birisi karşımızdaki kişinin bizim düşüncelerimizi, söylediklerimizi hatta bazen de söylemediklerimizi anladığını farz etmemizdir. Bunu önlemenin en iyi yolu etkili bir iletişimden geçer.

Kişisel bütünlük (özü sözü bir olmak):  Kişisel bütünlük gerçeği sözlerimize uydurmak, yani verdiğimiz sözleri tutmak, beklentileri yerine getirmektir.

Hesaptan çektiğiniz zaman özür dilemek:  Büyük yatırımlar içtenlikle yapılanlardır. “Ben hatalıydım, senden özür dilerim” gibi sözleri söylemek ilişkileri güçlendirir. İç güvenliği sağlam olan yöneticiler bunu yaparlar.

Duygusal banka hesabınıza yapacağınız tüm bu yatırımlar, sizi dördüncü alışkanlığa yani Kazan-Kazan Diye Düşün felsefesine taşıyacaktır. Gelecek yazımızda bu felsefeyi daha derinlemesine inceleyeceğiz.

Sağlıcakla kalın…

*Bu yazı dizisi, Stephen R. Covey- Etkili İnsanların Yedi Alışkanlığı eserinde yer alan kavramlar esas alınarak hazırlanmıştır.

Yazan: Peyman YÜKSEL

Eğitim takvimimize buradan ulaşabilirsiniz.

Bu gönderiyi paylaş