Sürdürülebilirlik Dünyasındaki Son Gelişmeler Başlıklı Konferansa Katıldık!

Sürdürülebilirlik Dünyasındaki Son Gelişmeler Başlıklı Konferansa Katıldık!

KPMG Türkiye ve Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) ev sahipliğinde 7 Kasım’da düzenlenen “Sürdürülebilirlik Dünyasındaki Son Gelişmeler” başlıklı konferansa katıldık. Konferans sürdürülebilirlik alanında önemli isimleri bir araya getirdi. ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, OSTİM Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, Kamu Gözetimi ve Muhasebe Denetim Standartları Kurumu Sürdürülebilirlik Dairesi Başkanı Tufan Gökçer katıldılar ve sanayileşmenin çevresel etkileri, Türkiye’nin sürdürülebilir bir dünya inşa etme yolunda karşılaşabileceği fırsatlar ve sınırda karbon düzenlemelerinin etkileri, kurumsal sürdürülebilir raporlamanın önemini vurguladılar.

Konferanstan edindiğimiz notlar:

ESG Risk Yönetimi ve İş Dünyasında Küresel Risklerin Etkisi

Günümüzde sürdürülebilirlik hem kamu hem de özel sektör stratejik bir öncelik olarak yer almaktadır. İkilim değişikliği, doğal kaynakların tükenmesi, çevresel bozulma gibi küresel zorluklar, işletmeleri daha sürdürülebilir iş modelleri geliştirmeye yöneltmektedir. Bu bağlamda ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim), risk yönetimi, sürdürülebilirlik raporlaması ve sınırda karbon uygulaması gibi konular iş dünyasında giderek önem kazanmaktadır.

ESG risk yönetimi, işletmelerin çevresel, sosyal ve yönetişim kriterleri doğrultusunda karşı karşıya kaldıkları riskleri değerlendirme ve yönetme sürecidir. Küresel olarak ikilim değişikliği, enerji kaynaklarının güvenliği, ekonomik krizler ve doğal kaynakların azalması gibi riskler, işletmelerin uzun vadeli sürdürülebilirliği üzerinde doğrudan etkiye sahiptir. ESG kriterlerine uyum sağlayarak risklerini minimize eden işletmeler, hem çevreye duyarlı bir imaj yaratmakta hem de gelecekte karşılaşabilecekleri maliyetleri azaltmaktadır.

Özellikle iklim değişikliği, işletmelerin hem finansal hem de çevresel dayanıklılığı açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Küresel sıcaklık artışları, su kıtlığı, hava kirliliği ve aşırı hava olayları gibi etkiler, doğrudan veya dolaylı olarak işletmelerin maliyetlerini artırmakta ve rekabet avantajlarını azaltmaktadır. İşletmelerin, ESG risklerini yönetirken çevresel etkileri azaltan stratejilere ve çevre dostu teknolojilere yatırım yapmaları önemlidir. Bu kapsamda, ESG risklerini göz ardı eden işletmelerin uzun vadede finansal sürdürülebilirlik açısından zorlanabilecekleri ve daha büyük maliyetlerle karşılaşabilecekleri unutulmamalıdır.

ESG risk yönetimi, yalnızca çevresel sorumlulukları yerine getirme süreci değil, aynı zamanda yatırımcı güvenini artırma, müşteri bağlılığını güçlendirme ve rekabet avantajı yaratma gibi stratejik kazançlar da sağlamaktadır. Çevresel uyum ve sürdürülebilirlik kriterleri, işletmelerin küresel piyasalarda rekabet avantajını koruyabilmesi için önemli bir kıstas hâline gelmektedir.

Sürdürülebilirlik Raporlaması ve Şirketlerin Sorumlulukları

Sürdürülebilirlik raporlaması, işletmelerin çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında gösterdikleri performansı şeffaf bir şekilde ortaya koymalarını sağlayan stratejik bir süreçtir. Bu raporlar, yatırımcılar, paydaşlar ve tüketiciler için işletmenin sürdürülebilirlik politikaları hakkında kapsamlı bilgi sunarak çevresel etkilerinin hesap verilebilirlik ilkesine uygun paylaşmasına imkân tanır. Böylelikle, işletmeler toplumsal güven kazanırken çevreye olan etkilerinin farkında olduklarını da gösterebilirler.

AB’nin yeni düzenlemeleri doğrultusunda sürdürülebilirlik raporlaması, büyük ölçekli şirketler için zorunlu hale getirilmiştir ve bu düzenlemeler Türkiye’de özellikle ihracat yapan işletmeler için de geçerlilik kazanacaktır. İşletmeler, enerji tüketimi, karbon ayak izi, atık yönetimi, çalışan hakları ve sosyal sorumluluk projeleri gibi raporlamalıdır. Bu raporlar, işletmelerin çevresel ve toplumsal sorumluluklarını yerine getirirken paydaşlarıyla güvene dayalı bir iletişim kurmalarını sağlar ve uzun vadeli stratejik hedeflerine ulaşmalarında önemli bir araç işlevi görür.

Başlangıçta bazı maliyetler gerektirse de sürdürülebilirlik raporlaması sürecinin uzun vadede işletmelere yatırımcı güvenini artırma, finansman fırsatlarını güçlendirme ve müşteri bağlılığını sağlama gibi önemli avantajlar sunduğu gözlemlenmektedir. Özellikle uluslararası piyasalarda faaliyet gösteren işletmeler için sürdürülebilirlik raporları, iş dünyasında yeni bir güven ortamı oluşturmakta ve yatırımcılar için çekici bir unsur hâline gelmektedir. Bu nedenle, işletmeler sürdürülebilirlik raporlamasına önem vererek sadece kendi hedeflerine ulaşmakla kalmaz, aynı zamanda ülkelerinin sürdürülebilirlik hedeflerine de katkıda bulunurlar.

Sınırda Karbon Uygulaması ve Türkiye’ye Etkileri

Sınırda karbon uygulaması, küresel karbon emisyonlarını azaltmak ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla AB tarafından hayata geçirilen ve bütün üyelerinin tabi tutulduğu önemli bir düzenlemedir. Bu uygulama, çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak amacıyla karbon yoğunluğu yüksek ürünlere yönelik düzenlemeler içerir. AB, 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını %55 oranında azaltmayı hedeflemektedir ve bu doğrultuda, karbon içeriği yüksek ürünleri sınırda vergilendirmeyi planlamaktadır. Türkiye, AB üyesi olmamakla birlikte, AB’nin önemli bir ticaret ortağıdır ve Türkiye’den gelen ürünler de bu düzenlemelere tabi olacaktır.

Bu düzenleme, Türkiye’deki işletmeler için önemli bir uyum sürecini gerektirir. 2026 yılında tamamen yürürlüğe girecek olan sınırda karbon uygulaması, işletmelerin üretim süreçlerinde karbon emisyonlarını azaltmalarını ve bu azaltımı kanıtlayan sürdürülebilirlik raporlamaları yapmalarını zorunlu kılacaktır. Halihazırda geçiş süreci devam etmekte olup, bu süre zarfında işletmeler karbon hesaplamaları ve raporlama süreçlerine hazırlanmak zorundadır. İşletmeler, bu süreçte karbon ayak izlerini azaltmaya yönelik tedbirler alarak sürdürülebilir üretim modellerine geçiş yapmalıdır.

Özellikle ihracat yapan işletmeler için sürdürülebilirlik raporlaması büyük önem taşır. Karbon yoğunluğu yüksek ürünlerin sınırda vergilendirilmesi, bu ürünlerin AB pazarında rekabet gücünü etkileyebilir. Bu durum, sadece doğrudan AB’ye satış yapan firmaları değil, aynı zamanda değer zincirindeki tüm paydaşları etkileyecektir. İşletmelerin sürdürülebilirlik raporlaması yapması, karbon emisyonlarını şeffaf bir şekilde beyan etmeleri ve çevresel performanslarını iyileştirmeye yönelik adımlar atmaları, uzun vadede rekabet avantajı kazanmalarına katkı sağlar.

Bu süreçte tüm paydaşların karbon düzenlemelerine uyum sağlaması, yalnızca mevzuata uygunluk açısından değil, aynı zamanda uluslararası pazarlarda güven yaratmak açısından da büyük önem taşır. Türkiye’deki ihracatçılar, kapsam dahilinde olmasa dahi sürdürülebilirlik raporlaması yaparak bu düzenlemelere şimdiden uyum sağlamaya başlamalıdır. Zira, kapsamın genişlemesiyle birlikte, daha küçük işletmelerin de bu düzenlemelerden etkilenmesi muhtemeldir.

KPMG’nin Sustrack Sürdürülebilirlik Modülü gibi araçlar, işletmelerin karbon emisyonlarını ölçmeleri, raporlamaları ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmaları için önemli destek sunmaktadır. Bu sistemin işletmelerin karbon ayak izlerini şeffaf bir şekilde takip etmelerini sağlayarak, sürdürülebilir üretim modellerine geçiş süreçlerini hızlandıracaktır. İşletmeler, bu düzenlemelere uyum sağlamak için sadece çevresel sorumluluklarını yerine getirmekle kalmaz, aynı zamanda uzun vadede rekabet avantajı elde ederler.

Sonuç olarak, ESG risk yönetimi, sürdürülebilirlik raporlaması ve sınırda karbon düzenlemeleri, iş dünyasında sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için kritik araçlar olarak öne çıkmaktadır. İşletmelerin bu alanlarda attıkları adımlar hem çevresel sorumluluklarını yerine getirmelerine hem de küresel rekabet gücünü korumalarına yardımcı olmaktadır. Bu süreçlerin etkin bir şekilde yönetilmesi, işletmelerin gelecekte karşılaşabilecekleri riskleri minimize etmelerine ve sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşmalarına katkıda bulunacaktır.

🌐🔍 Daha fazla bilgi edinmek ve bu heyecan verici gelişmelere adım atmak için sayfamızı linkten ziyaret edin!

https://lnkd.in/dr-VYJCu

Hizmet kataloğumuzu incelemek ve kayıt yaptırmak için bize DM’den veya aşağıdaki bilgilerden ulaşın:

info@liderlerveprojeler.com.tr

Liderler ve Projeler Platformu hakkında detaylı bilgi için: https://liderlerveprojeler.com.tr/portfolio/genel-sorular/

Yaklaşan etkinlik takvimimiz için:

https://liderlerveprojeler.com.tr/bizden-haberler/yaklasan-etkinlik-ve-egitim-takvimi/

PMP sertifikasyonu ve sınavı için hazırlanırken bir ATP kuruluşundan eğitim almanın önemi için: https://liderlerveprojeler.com.tr/pmi-pmp-yetkili-egitim-ortagi-atp-avantajlari/

PMI sınav geri bildirimlerinin tamamına ulaşmak için: https://lnkd.in/d3BiPBc6

Eğitim takvimimiz için: https://lnkd.in/gQd74QBG
PMP®️ Sınavı sıkça sorulan soruların yanıtları için: https://lnkd.in/dGEjaMdB
PMP®️ Sertifikasyon deneyim gereksinimi ve nasıl ifade edileceğini anlamak için: https://lnkd.in/d2i98rWN
Detaylı bilgi ve kayıt için: info@liderlerveprojeler.com.tr
Katılımcı görüşlerimiz için: https://lnkd.in/dimyy8wd

Bu gönderiyi paylaş